7 Ağustos 2012 Salı

Bir zamanlar Yazabiliyordum...

     Yazının gücüne inananlardan mısınız?

      Ben öyleyim.Sözle anlatılamayanların  anahtarı gibi  gelir yazmak.Kağıdı kalemi alınca eline, açılır kelam kapıları ve engin bir dünyaya adım atarsın hece hece.
 
   En güzel aşklar yazılır şiire,şarkıya,öyküye hatta günümüzde mesajlara...

     En acı ayrılıklara tanık olur mektuplar,gözyaşlarıyla...

   Tebrikler yazılır kartvizitlere mesela kısa da olsa...

    Dokunulabilir yazıya...Mürekkebine ,karakterine varsa üstündeki gözyaşı izine...

   Kağıda teninden bir iz,saçından bir tel eklenir hasrete ilaç olsun diye...

   Çok uzakta kalmadı değilmi bu duygular? Hala yazılıyor nazımlar,nesirler maillere ve mesajlara inat...

   Yazalım ne olur!  Özlemlerimizi.sevgilerimizi,aşklarımızı kalbimiz kadar temiz olduğuna inanacağımız sayfalara yazalım.Bilgisyara hapsolmayacak,telefonda sıkışıp kalmayacak cümleler kuralım ve elden ele verelim.Çantamızda taşıyalım,cüzdanımızda saklayalım,arada çıkarıp koklayalım,dokunalım...


 Taşınırken üniversite yıllrında yazdığım yazılarımı biriktirdiğim defterimi buldum.Kaç saat başında kaldım bilemiyorum.Her yazının konusu,kime yazıldığı, mekanı yeniden canlandı sanki.Kendime üzüldüm sonra...
Kalem ve kağıttan uzun zamandır uzak kalışıma sinirlendim.Oysa yazacak ne çok kelime birikmiş yüreğimde...Bir kıvılcım çakar ümidiyle eski yazılarımı sizlerle paylaşmak istedim.Elimden geldiği kadar resimlendirmeye çalıştım.Hangi programı kullanacağımı da bilemedim ama sonuçta bişeyler çıktı işte.Beğenirsiniz umarım...

resim:internetten
   
   

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...