25 Kasım 2014 Salı

Hâla pelerini olmayan var mı?



Modayı çok fazla takip etmem ama her mevsimin vazgeçilmez parçaları vardır.Mesela kış ayında pelerinler,şallar,salaş hırkalar hemen herkesin dolabında bulunur.
Benim için eskimeyen bir kumaş deseni de kazayağı desenidir.Tamda istediğim kalınlıkta bulunca ilk pelerin deneyimim kaçınılmaz oldu.

Kalıbım birçok Burda dergisinde bulabileceğiniz en sade pelerin kalıbı.


Görüldüğü gibi ön ve arka kalıplarımda hiçbir detay yok.Hatta elinizdeki düz bir bluz kalıbından da uyarlayabilirsiniz.Yapmanız gereken ön ortayı biraz genişletmek-ki böylece pelerinin önü üst üste gelebilsin.Omuz kısmını da aşağı doğru dairesel olarak indirebilirsiniz.


Arka kısmını iki parça da yapabilirsiniz benim kalıbımda dikiş yoktu ama bir dahaki sefere arka ortaya A ple yapmayı düşünüyorum.


Ön patımın boyu kısa geldi bende birazcık ek yaptım.



Tüm patlarımı telaladım ve arka patla birlikte kalıbıma tutturdum.

Diktiğim patlarımı çevirip ütülüyorum ve kenarlarından elde dikerek bedene sabitliyorum.

  
Resimdeki iki düğmemin tam altında iki tane çıt çıt var onları resimlemeyi unutmuşum.Orta boy çıt çıt kullandım.


Kalıbın orjinalinde kolların çıktığı kısmın altı dikiliydi.Ancak pelerinin sahibesi daha rahat etsin diye alt kısımdaki dikişi açtım.


Kırmızı veya bordo şalım olmadığı için kumaşla kombinledim(bu kombin olayını öğrenmem şart oldu artık) Bu kırmızı kumaşla pratik elbise dikimi de bir sonraki postta olsun inşallah.





Gerçekten kolay bir pelerin renk renk dikip giyilebilir.

 Haberi olmayanlar için dikişle ilgili face grubumuzdan da anlık bilgi paylaşımı yapabilirsiniz


5 Ağustos 2014 Salı

Kumaş Satıyoruz Biz



  


Bloğumu ihmal ettiğim yeni bir olay olmadığı için "yazmayalı çok zaman geçmiş" mevzuuna hiiiç girmeyeceğim.Ramazan,bayram,ülke ve Filistin gündemi derken dikiş dikmeye pek fırsatım olmadı zaten.Bu arada facebook ta "dikiş blogları sahibeleri" grubundan çıkan bir fikirle elimizdeki kumaşları satmaya veya takas etmeye karar verdik.

Benim kumaşlarımı kişisel face profilimde ve Hüsnüzan blog face sayfamda bulabilirsiniz.Ayrıca grubumuza da katılıp dikişle ilgili bilgi ve sorularınızı paylaşabilirsiniz.


9 Mart 2014 Pazar

"Gazete Kağıdı Kumaş'tan Etek Nasıl Olur?" Dedik...

  

Fazla söze gerek yok.
Genç kızlara eteği sevdirmek adına yapılmış bir çalışmadır.
Kumaşını beğen etek yapalım dedik.Sonuç şekilde görüldüğü gibidir.
Ben dikmekten keyif aldım inşAllah sahibeside kullanmaktan keyif alır.Clutch çanta bonus çalışmadır.






27 Şubat 2014 Perşembe

Ben...Migrenim...Tatlı Son...



Merhaba,
gündemine yetişemediğim,fikirlerin anlık değiştiği,soru ve sorunların bitmediği güzel ülkemin güzel online hanımları, beyleri,
(bu girişe aldanıp siyaset yapılacak endişesine kapılmayınız :))

Bu girişin en önemli sebebi,boş duramayan,hayata değer katan,imkanları ölçüsünde üretim yapan,bunları yapanları destekleyebilen,özgüven,özfikir ve özsaygıya sahip bloggerlar olduğuna inanmamdır.
Bence hayatını emeği ile zenginleştirenler başkalarının emeğinede gereken önemi gösterirler.Ve kapsamını genişletip; başkasının diline,dinine,siyasetine,kültürüne saygı duyarlar.
Ancak, hayatta hiç bir yorgunluğun tadına varamayanlar sadece, konuşup çığırtkanlık yaparlar.Hepimizin çevresinde bulunan, hiçbir şey yapmayıp her şeyden anlayandır onlar.
Farklılıklarımıza rağmen hala konuşabildiğim,alışveriş yaptığım,başarılarını desteklediğim arkadaşlara varlıkları için teşekkür ediyorum.

Gelelim uzuuun zamandır yazmak istediğim "Migren" konusuna.Blogger olupta migren teşhisi konmayan var mı? Geç saatlere kadar çalışmalar,atmaya kıyamadığımız minicik kumaş,boncuk,keçelerle uğraşmalar,sonra bunların en iyi görüntüsünü yakalamak için çekilen milyon kare fotoğraflar,fotoğrafların kes,düzenle,kolaj işlemleri ve kelime kelime işlenen postlar...

Yani,yoğun çalışma,düzensiz uyku ve bilgisayar, hastalığımızın en önemli sebebi.
Benim ilk migren ataklarım üniversite son sınıfta mezuniyet stresiyle gece gündüz ders çalışmam ve uyumamak için içtiğim nescafelerin ardından başladı.Ama ataklar sayılamayacak kadar azdı.

Evlendikten sonra da kendini unutturmayacak kadar devam etti.
İlk hamileliğimde özellikle ilk 4 ay migrenin gerçek yüzüyle tanıştım.İnsanın bilincini kaybettirecek bir ağrı,görme kaybı ve bulantı. Okadar bitkin düşmüştüm ki insanlar hamile olduğuma ancak 7. ayda inandı.
İki hamileliğim arası yaklaşık 4 yıl sürdü ve her regl dönemi bir kez, ayda en az 3-4 atak geçiriyordum.Ve ancak serumla toparlanıyordum.
İkinci hamileliğim migren de zirvedir. 9 ay boyunca hemen hemen her hafta serum takıldı.Paranoyak olmama az kalmıştı çünkü ne zaman ve nerede atak geçireceğim belli değildi.

Duyduğum kadarıyla herkesin atak şekli farklı olabiliyormuş.Beni en çok etkileyen ani ışık ve açlıktır.Yorgunluk,üzüntü,stres,çikolata,kuruyemiş,bilgisayar bilinen diğer etkenlerdir.Karakter olarak boş oturmaya tahammül edemediğim için baş ağrısı pahasına kitap okumaya,dikiş dikmeye,dantel yapmaya ve blog yazmaya devam ettim.İşte tam bu aktiviteler esnasında veya hiç ummadığım "hiç sebep yoktu" dediğim bir anda gözümün önüne bir ışık gelir.Hani sarı ampule doğrudan bakınca içinde zigzag ışık çizgisi görürsünüz ya işte ondan.Yaklaşık yarım saat sürer bu hal.Tarif etmesi çok zor ama görmekle görmemek arası bir durum.İşte tam bu esnada atak ilacını alırsam ağrı hafif geçer yoksa en yakın acil serviste narkotik tedavi.Narkotik diyorum çünkü yapılan ilaç ağır bir ağrı kesicidir ve ben çok yan etkisini gördüm.Tedavi sonrası da en az iki gün sersemlik hali sürer.

Kullandığım ilaçlara gelince;burdan isim yazmayacağım ama günde bir ile başlayan sonra ikiye çıkan ilaçlar kullandım.Ambalajı kendinden pahalı resmen zırh içinde satılan ilaçlar kullandım,çantamda şırınga ve ampul ağrı kesiciyle dolaştım.
Sonuç hep anlık tedaviye yönelik oldu.Bazen daha az ağrı bazen daha az kusma.Ama hep nerde tutacağı bilinmeyen atak korkusu ve kalitesiz bir hayat.

Veeee tatlı son...Hacamat...
Bir kaç kişi hacamat'ın migren dahil birçok hastalığa iyi geldiğini söyledi. 30 yaşında müslümanım ve ilk defa duydum.Hacamat ile ilgili netten bulacağınız bilgileri buraya yazmaya gerek görmüyorum.Ben sadece kendi deneyimimi anlatayım.

Karar verip randevu aldıktan sonra gideceğimden bir gün öncesi hayvansal gıdayı kestik.Peynirsiz kahvaltı,kahvaltı değilmiş meğer.Ertesi gün abdestli ve biraz acıkmış olarak gittik.Şunu belirteyim ki eğer bir hastalığın tedavisi için hacamat yaptırıyorsanız tavsiye edilen tarihi beklemenize gerek yok ama siz korunma amaçlı yani aşı gibi olsun diyorsanız belirli ay ve günde yaptırmalısınız.

Ben hacamat için Türkiye genelinde şubeleri olan ve tıbbi ürün satan Hekimzade adlı merkezi tercih ettim.Güvendiğim bir yakınımın tavsiyesi ile başka hiç bir yer araştırması yapmadan oraya gittim.

Migren için geldiğimi söyleyince başımın arkasındaki bombeli kısımdan,ense kökümden ve iki kürek kemiğim üzerinden  hacamat yapıldı.Yapılış videoları nette var ama emin olun o videolar hep aşırı kanlı sahnelerden oluşuyor.İzlememenizi tavsiye ederim.

Jilet yardımıyla incecik çizikler atılıyor ve bu aşamada kanama olmuyor.Ancak vakum uygulanınca kan çıkıyor.Yapan kişi bana uzun zamandır başımın ağrıdığını çünkü kanın zor çıktığını söyledi.Biraz başım döndü ve bana içtiğim en lezzetli kant ikram edildi.Şekerli su olduğunu bilmesem özel bir şey vardı derim.Ama ihtiyaç halinde içtiğim için midir nedir çok iyi geldi.
Hekimzade'nin migren kapsülünü ve spreyini de aldım.

İlk yapıldığında bir farklılık hissetmedim.Ama eşim kapıdan çıkar çıkmaz başının hafiflediğini söyledi.Devam eden günlerde ise yorgunluk hissinin azaldığını uyuklama hallerinin olmadığını farketti.Benimse regl zamanı iki kez atağım oldu.

İkinci seanstan çıktığımda sanki başım yoktu ve omuzlarımın üzerinden rüzgar esiyordu.Kulaklarım açılmıştı.O ay hiç atak olmadı.
3.seanstan sonraki dönemde yaklaşık 4 aydır hiç ağrılı atak geçirmedim.Hayatım öncekinden daha yorucu diyebilirim.Çünkü üniversiteye ek olarak medrese gibi eğitim veren bir kursa katıldım.Diğer uğraşlarım ve büyüyen iki oğlum da cabası.
Yine ışık görüyorum.Hafif bir ağrı kesici alıyorum(bazen onuda almıyorum) yarım saat karanlıkta dinlenip hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ediyorum.Ayda bir ya oluyor ya olmuyor.Bu benim için resmen devrim.
Biliyorum uzun bir yazı oldu ama bu derdi çeken bilir.Ben rahatladım İnşallah başkalar ıda rahatlar.Ayrıca adı geçen kurum bu konuda tek adres değildir.Farklı birçok hacamat merkezi mevcut.Hatta evinde yapanlar bile varmış.Temizliğine ve İslami hassasiyetlerine dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Merak ettiklerinizi burdan veya face sayfamdan sorabilirsiniz.


17 Şubat 2014 Pazartesi

İnstagram gelince...



Hala takip eden varsa öncelikle ellerinden,gözlerinden öpüyor saygı ve sevgiyle selamlıyorum.İnternetin mobil olarak kullanılması ve devam eden süreçte hızlı paylaşımı kolaylaştıran programların çıkması blogların popülerliğini düşürdü.Hem mobil paylaşım yapıp hem postlarını ihmal etmeyen arkadaşları gerçekten kutluyorum.

Benim postlarımın seyrekleşmesinde günlük ve haftalık yoğunluğumunda etkisi var.ikinci üniversiteyi okumak için Açıköğretim Fakültesine başlamam ve aynı zamanda eksik İslami bilgilerimi tamamlamak için kurslara katılmam birde iki çocuk derken (bu liste uzar) aylar sonra yine klavyeme dokunuyorum.

Aslında yazmak istediğim çok konu,paylaşmak istediğim çok resim var.Bunları zaman zaman İnstagram da paylaşıyorum.Üzerine birkaç yorum yaptıktan sonra da yeniden yazma heyecanım kalmıyor.

İnstagramda görüşemediğim arkadaşlarım için bol resimli bir post hazırladım.İyi seyirler...

İnstagram da en çok çektiğim resimlerin renk ve ışık ayarlarını değiştirmeyi seviyorum.Sanırım pek çok kişi de seviyor.Herkes amatör fotoğrafçı artık.









Kolajlar yapıyorum bazen...







Yazılarım oluyor yine içime sığmayan...





Şimdilik bukadar , dahasını görmek isteyenleri beklerim. ig profil Husnuzan

Not: kardeş bloğum Karınca Harekatı 'ndaki ürünleri incelemenizi tavsiye ederim.Yakında marka eşarplar eklenecek


25 Ekim 2013 Cuma

Siyah-Beyaz



Merhabalar,en son Ramazan Bayramında yazmışım, Kurban Bayramı'da geçtiğine göre bayramdan bayrama post yazarak blogumu ihmalin zirvesindeyim.
Aslında paylaşmak istediğim birçok resim,dikilmiş ürün var. İnstagram kullanmaya başlamam la birlikte resimleri hızlı yükleme imkanı doğdu.Bloga uğrayamayışım bundandır.İnstagramda da yine Hüsnüzan  olarak bulabilirsiniz.Hatta bir postu instagram da yayınladığım resimlere  ayırabilirim.
Kışa girerken size iki alternatif sunmak istedim.Birincisi yazında çok kullandığımız salaş ceketler.Yaz için diktiğim ceketimin kışında rahatlıkla kullanılacağını düşünüyorum.Tek renk veya desenli versiyonlarını deneyeceğim.Şuan pek çok butikte bu tarz ceketler,hırkalar bulabilirsiniz.Benim en büyük sıkıntım beğendiğim ceket modellerinin uzunluğunun istediğim gibi olmayışıdır.Bu sebeple modellerimi uzun yaptım.Ben sustum resimler konuşsun.



  
İstediğim gibi kemer bulamadık o anda.Bence kalın bir kemer daha güzel olabilirdi.


Çekimleri akşam yaptığımız için resim kalitesinin kusuruna bakmayın.Vee yeni kapanan güzel mankenim için Maaşallah deyin.

İkinci olarak kışlık bir etek modelim var.Nasıl bir sonuç olacağını tahmin edemeyen müşterim başlangıçta çok endişeliydi.Ama çok şükür sonuçtan memnun kaldı.Tek renk eteklerden desenli modellere geçmek biraz zor oluyor sanırım.Resimler akşam geç saatlerde ve prova esnasında çekilmiştir.Ütüsü bile yapılmamıştır.




Yakında görüşmek üzere...

1 Eylül 2013 Pazar

Ramazan Bereketi

Geldi geliyor.havalar sıcak nasıl oruç tutulacak,sahurda ne yesek iftarda fazla kaçırmasak derken mübarek Ramazan geldi ve geçti.Herkes kendince nasibini aldı.İbadetin,rahmetin ve bereketin bol olduğu bu ayda İnşAllah herkes stoklarını doldurmuştur.
Ramazan ve bayram ile ilgili "Kulluk Ağır Geliyor" diye bir yazı yazmıştım.Başkası yazmış gibi okudum.Bu Ramazan dahamı dünyaya dalmışım nedir,içimde kelimeler filizlenmedi.Dünyalık bahaneler nasıl kuşattıysa etrafımı, köşeye çekip elimi dilimi gönlümden notlar dökememişim sayfalara.
Rabbim,Ramazan gibi bir ömür nasip eylesin herkese...
Ramazan'ın sofra ve ibadet bereketinin yanında birde sipariş bereketi uğradı evime.Ben sahura kadar oturdukça yeni işler geldi.Kimi bir gecede bitti kimi iftar'a teslim edildi.Hatta bazen sahurda prova aldım.Ufak tefek hataları saymazsak sonuçlar içime sindi.
Bol fotoğraflı Ramazan ganimetlerim huzurlarınızda...
Penye namaz elbiselerini heryerde görürsünüz.Maalesef tek beden üretilmesi özellikle büyük beden hanımların ihtiyacını karşılamıyordu.Özellikle üst bedeni ufak ama kalçası geniş hanımlar istedikleri rahatlıkta bir elbise bulamıyormuş.Bende onlardan öğrendim.Sonuç olarak üst tarafı her yerdeki gibi kruvaze yaptım.Alt tarafta ise bolca ple kullandım.



Bu kırmızılı kumaşı çok sevdim.Kendime elbise yapabilirim bundan. 

İftardan sonra başlayıp sabah teslim ettiğim uzun gömlek.Çift taraflı harika bir kumaşı vardı.Elimdeki kumaşın hepsini kullandım ve bitince kendime niye dikmemişim dedim.Yapılacaklar listemin başında uzun ceketler,tunikler,gömlekler var.



Yukarıdaki gömleğin gurbetçi sahibesinin diğer siparişide bu takım oldu.


Bu kumaşıda yine kendim için teeee İstanbul'dan getirtmiştim ama bana kısmet değilmiş.


Ama çok güzel dimi?



Birde İzmir yolcumuz vardı ki beni çok uğraştırdı.Kumaş cinsleri hakkında sıfır bilgisi olan terzi olursa uğraşır durur.Kumaşım kaydığı için önce keserken uğraştım.Dikerken iplik çekiyordu birde ona uğraştım.Çok şükür giyilebilir bir sonuç çıktı.






Daire etek ve şifon uyumunu hep sevdim.Geceden başlayıp bitirdiğim etek biricik görümceme arefe günü hediye edildi.




Birde şu etek boyunu tek seferde ayarlayabilsem.


Son olarak yine şifon bir tunik.Lacivert üzerine narçiçeği puantiyeleri vardı.Basit bir bluz kalıbının önüne üç tane ple ekledim ve aşağı doğru genişlik verdim.Dökümlü ve şık bir duruşu oldu.




İşte böyleeee.Hangilerini beğendiniz bakalım?



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...