Merhaba,
gündemine yetişemediğim,fikirlerin anlık değiştiği,soru ve sorunların bitmediği güzel ülkemin güzel online hanımları, beyleri,
(bu girişe aldanıp siyaset yapılacak endişesine kapılmayınız :))
Bu girişin en önemli sebebi,boş duramayan,hayata değer katan,imkanları ölçüsünde üretim yapan,bunları yapanları destekleyebilen,özgüven,özfikir ve özsaygıya sahip bloggerlar olduğuna inanmamdır.
Bence hayatını emeği ile zenginleştirenler başkalarının emeğinede gereken önemi gösterirler.Ve kapsamını genişletip; başkasının diline,dinine,siyasetine,kültürüne saygı duyarlar.
Ancak, hayatta hiç bir yorgunluğun tadına varamayanlar sadece, konuşup çığırtkanlık yaparlar.Hepimizin çevresinde bulunan, hiçbir şey yapmayıp her şeyden anlayandır onlar.
Farklılıklarımıza rağmen hala konuşabildiğim,alışveriş yaptığım,başarılarını desteklediğim arkadaşlara varlıkları için teşekkür ediyorum.
Gelelim uzuuun zamandır yazmak istediğim "Migren" konusuna.Blogger olupta migren teşhisi konmayan var mı? Geç saatlere kadar çalışmalar,atmaya kıyamadığımız minicik kumaş,boncuk,keçelerle uğraşmalar,sonra bunların en iyi görüntüsünü yakalamak için çekilen milyon kare fotoğraflar,fotoğrafların kes,düzenle,kolaj işlemleri ve kelime kelime işlenen postlar...
Yani,yoğun çalışma,düzensiz uyku ve bilgisayar, hastalığımızın en önemli sebebi.
Benim ilk migren ataklarım üniversite son sınıfta mezuniyet stresiyle gece gündüz ders çalışmam ve uyumamak için içtiğim nescafelerin ardından başladı.Ama ataklar sayılamayacak kadar azdı.
Evlendikten sonra da kendini unutturmayacak kadar devam etti.
İlk hamileliğimde özellikle ilk 4 ay migrenin gerçek yüzüyle tanıştım.İnsanın bilincini kaybettirecek bir ağrı,görme kaybı ve bulantı. Okadar bitkin düşmüştüm ki insanlar hamile olduğuma ancak 7. ayda inandı.
İki hamileliğim arası yaklaşık 4 yıl sürdü ve her regl dönemi bir kez, ayda en az 3-4 atak geçiriyordum.Ve ancak serumla toparlanıyordum.
İkinci hamileliğim migren de zirvedir. 9 ay boyunca hemen hemen her hafta serum takıldı.Paranoyak olmama az kalmıştı çünkü ne zaman ve nerede atak geçireceğim belli değildi.
Duyduğum kadarıyla herkesin atak şekli farklı olabiliyormuş.Beni en çok etkileyen ani ışık ve açlıktır.Yorgunluk,üzüntü,stres,çikolata,kuruyemiş,bilgisayar bilinen diğer etkenlerdir.Karakter olarak boş oturmaya tahammül edemediğim için baş ağrısı pahasına kitap okumaya,dikiş dikmeye,dantel yapmaya ve blog yazmaya devam ettim.İşte tam bu aktiviteler esnasında veya hiç ummadığım "hiç sebep yoktu" dediğim bir anda gözümün önüne bir ışık gelir.Hani sarı ampule doğrudan bakınca içinde zigzag ışık çizgisi görürsünüz ya işte ondan.Yaklaşık yarım saat sürer bu hal.Tarif etmesi çok zor ama görmekle görmemek arası bir durum.İşte tam bu esnada atak ilacını alırsam ağrı hafif geçer yoksa en yakın acil serviste narkotik tedavi.Narkotik diyorum çünkü yapılan ilaç ağır bir ağrı kesicidir ve ben çok yan etkisini gördüm.Tedavi sonrası da en az iki gün sersemlik hali sürer.
Kullandığım ilaçlara gelince;burdan isim yazmayacağım ama günde bir ile başlayan sonra ikiye çıkan ilaçlar kullandım.Ambalajı kendinden pahalı resmen zırh içinde satılan ilaçlar kullandım,çantamda şırınga ve ampul ağrı kesiciyle dolaştım.
Sonuç hep anlık tedaviye yönelik oldu.Bazen daha az ağrı bazen daha az kusma.Ama hep nerde tutacağı bilinmeyen atak korkusu ve kalitesiz bir hayat.
Veeee tatlı son...Hacamat...
Bir kaç kişi hacamat'ın migren dahil birçok hastalığa iyi geldiğini söyledi. 30 yaşında müslümanım ve ilk defa duydum.Hacamat ile ilgili netten bulacağınız bilgileri buraya yazmaya gerek görmüyorum.Ben sadece kendi deneyimimi anlatayım.
Karar verip randevu aldıktan sonra gideceğimden bir gün öncesi hayvansal gıdayı kestik.Peynirsiz kahvaltı,kahvaltı değilmiş meğer.Ertesi gün abdestli ve biraz acıkmış olarak gittik.Şunu belirteyim ki eğer bir hastalığın tedavisi için hacamat yaptırıyorsanız tavsiye edilen tarihi beklemenize gerek yok ama siz korunma amaçlı yani aşı gibi olsun diyorsanız belirli ay ve günde yaptırmalısınız.
Ben hacamat için Türkiye genelinde şubeleri olan ve tıbbi ürün satan
Hekimzade adlı merkezi tercih ettim.Güvendiğim bir yakınımın tavsiyesi ile başka hiç bir yer araştırması yapmadan oraya gittim.
Migren için geldiğimi söyleyince başımın arkasındaki bombeli kısımdan,ense kökümden ve iki kürek kemiğim üzerinden hacamat yapıldı.Yapılış videoları nette var ama emin olun o videolar hep aşırı kanlı sahnelerden oluşuyor.İzlememenizi tavsiye ederim.
Jilet yardımıyla incecik çizikler atılıyor ve bu aşamada kanama olmuyor.Ancak vakum uygulanınca kan çıkıyor.Yapan kişi bana uzun zamandır başımın ağrıdığını çünkü kanın zor çıktığını söyledi.Biraz başım döndü ve bana içtiğim en lezzetli kant ikram edildi.Şekerli su olduğunu bilmesem özel bir şey vardı derim.Ama ihtiyaç halinde içtiğim için midir nedir çok iyi geldi.
Hekimzade'nin migren kapsülünü ve spreyini de aldım.
İlk yapıldığında bir farklılık hissetmedim.Ama eşim kapıdan çıkar çıkmaz başının hafiflediğini söyledi.Devam eden günlerde ise yorgunluk hissinin azaldığını uyuklama hallerinin olmadığını farketti.Benimse regl zamanı iki kez atağım oldu.
İkinci seanstan çıktığımda sanki başım yoktu ve omuzlarımın üzerinden rüzgar esiyordu.Kulaklarım açılmıştı.O ay hiç atak olmadı.
3.seanstan sonraki dönemde yaklaşık 4 aydır hiç ağrılı atak geçirmedim.Hayatım öncekinden daha yorucu diyebilirim.Çünkü üniversiteye ek olarak medrese gibi eğitim veren bir kursa katıldım.Diğer uğraşlarım ve büyüyen iki oğlum da cabası.
Yine ışık görüyorum.Hafif bir ağrı kesici alıyorum(bazen onuda almıyorum) yarım saat karanlıkta dinlenip hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam ediyorum.Ayda bir ya oluyor ya olmuyor.Bu benim için resmen devrim.
Biliyorum uzun bir yazı oldu ama bu derdi çeken bilir.Ben rahatladım İnşallah başkalar ıda rahatlar.Ayrıca adı geçen kurum bu konuda tek adres değildir.Farklı birçok hacamat merkezi mevcut.Hatta evinde yapanlar bile varmış.Temizliğine ve İslami hassasiyetlerine dikkat etmenizi tavsiye ederim.
Merak ettiklerinizi burdan veya face sayfamdan sorabilirsiniz.