29 Kasım 2011 Salı

Pijama'da dikmiştim

       Sevgili çatıkatı'nın doğum haberiyle lohusalık günlerim aklıma geldi.Bir kadına en çok hizmet edilen ama bir okadar da sancılı bir dönem.Tabii sezeryanla doğum yapanlar için.Normal doğum yapanlar gayet rahat geçiriyorlar bu dönemi.
      9 ay boyunca dışarı çıkamadığım için (migren nedeniye sürekli serum aldım) elimde de penye kumaş vardı,ehh pijamamı da dikeyim bari dedim.Üzerime hiç denemeden diktim.Kalıp çoook eskiydi.ama benim sevdiğim bir model.
     Aslında penye kumaşlar zikzak dikişle dikilirmiş,bilmiyordum düz diktim.fazla sorunda olmadı.kumaş atmadığı için doğal kıvrılma özelliğinden faydalanıp süsleme yaptım.
     alt tarafınıda ağ kısmını geniş yaptım ki dikişlerim zarar görmesin.günlük giydiğim bir eşofmanı kumaşın üstüne koyup kestim
     üst kısımda çıt çıt kullandım emzirmek için düğmelerle uğraşmam gerekmedi.keşke alt tarafı düğmesiz tunik gibi yapssaymışım.neyse işte sonuç aşağıda görülmektedir.



22 Kasım 2011 Salı

Havlu Kenarları

     Bu aralar oğlum yusuf sayesinde pek dikiş dikemiyorum.Arada bir kumaşlarıma bakıyorum,dokunuyorum ve derin bir iç geçiriyorum.
     Ancak benim gibi boş durmayı sevmeyen bayanlar bilirlerki her türlü şartta yapılabilecek bir el işi vardır.Bende kendimi havlu kenarı örmeye verdim.
     Yusuf'u ayağımda sallarken,ocaktaki sütün pişmesini beklerken elimden tığ düşmüyor.(maaşallah deyin lütfen)
     İşte modellerim







21 Kasım 2011 Pazartesi

En Büyük Hayali Secdeye Gidebilmek!

     Öyle çarpıcı geldiki bu başlık.Yazıyı okumaya geçmeden uzun uzun tefekkür ettim.Önce hayallerimi gözden geçirdim.Güzel bir ev,iyi yetişmiş çocuklar,sevgi dolu eş ve daha bir çok dünyalık...
   
  Sonra secdelerim aklıma geldi."Hayalleri süsleyebiliyorsa secdeler, sahip olduğum bu nimetin neden farkında değilim" dedim.Çocuklardan kaçıp alelacele kıldığım namazlarım dikildi karşıma;utandım!!!
  
  Zaman gazetesinin haftasonu ekinde konuk ettiği engelli bir genç kızın hayaliydi secdeye varmak.Daha önce televizyonda da izlediğim ozaman da gözyaşlarımı tutamadığım bir öyküsü var Fatma Tatlı'nın.

kaynak:Zaman Gazetesi

  Allah'ın bedeniyle imtihan ettiği bir kul Fatma.O da önceleri anlamaya çalışmış bu imtihanı.Zorlanmış hatta."Allah'ım neden ben?" demiş.Sonra teyzesi namazla Kur'an 'la tanıştırmış. Ve bambaşka olmuş Fatma.

Ağır bir imtihana mı uğramak gerekiyor secdenin kıymetini anlamak için.Namazı dosdoğru kılmak için.

Günde 5 defa vardığımız seccadede hayali kurulacak kaç secdemiz oluyor Allah aşkına söyleyin.Ezberlenmiş bir zikri çabucak söyleyipte kaçmıyormuyuz dünyalıklara.
   Hangimiz "biraz daha kalsam" diyerek uzatıyoruz kıyamı,rukuyu,secdeyi...Gözyaşlarınız ıslatıyormu alnınızın değdiği yerleri...
"Ben geldim" diyor Fatma,namaza durunca.Ya siz ne diyorsunuz Rabbinize.
"Namaz; kulun Allah'a mektubudur diyor" M.İslamoğlu. Öyle kılınıyorki namazlar, zarfı gönderilmiş ama içinde mektubu yok.

Kulun miracı,Resulün gözünün nuru namaz bizim neyimiz acaba?
Fatmanın hayalinde bunları sordum kendime.Veremediğim cevapların altında ezildim.Birde size sormak istedim.
Namaz sizin neyiniz olur?

   

17 Kasım 2011 Perşembe

Hediyelenmek istiyorum!



Sevgili MODAVESAİRE  bloğunda bir hediye duyurusu yapıyor.Görenlerin iştahını kabartacak bir ceket ama her isteyenin giyemeyeceği bir ceket.Kendimi şanslı hissediyorum çünkü yıllardır kilo özürlüyüm.Kış mevsimini de kalın giyinebildiğim için çok seviyorum.
  Kazanma şartları nedir bilmiyorum umarım şans bu sefer benden yana olur...

16 Kasım 2011 Çarşamba

İncecik fark


      Kışlık etek bulmak gerçekten zor.Kumaş,model ve beden üçlüsünü tutturmakta herzaman zorlanmışımdır.Buna birde kış faktörü eklenince alışveriş çileye dönüşür.Çok şükür elim iğne tutalı biraz rahatladım.

      Komşum S de güzel bir kumaş almış.Bana sıkıntı olmasın diye dümdüz bir etek dikelim diyerek geldi.Bende yapmışken göze hitap etsin isterim.Sen ince işlerini yap ben sadece dikiyim deyince kabul etti.Sonuç şekilde görüldüğü gibidir.


Bu biyeleri yerleştirmenin kolay bir yolunu bilen varsa lütfen bildiğini esirgemesin.(sahi biyemiydi bunların adı)


                                    Kalıp yine burda dergisinden.




14 Kasım 2011 Pazartesi

Blogger hassasiyeti

       İnternette sörf yapma zamanı olmayan ve tv izlemeyide yıllar önce bırakan birisi olarak ülkemin gelişmelerini blogger arkadaşlarımdan takip ediyorum.
       Sevgili tuba her müslümanda azami bulunması gereken hassasiyeti göstererek dinine karşı yapılan saygısızlığı gözden kaçırmamış ve bloguna yansıtmış.Öncelikle ona teşekkür ediyorum.
        İkincisi yapılan yayın esnasında seslerini duyurabilecek kadar çoğunluğa ulaşan dikkatli müslümanlara teşekkür ediyorum.
        Müslüman ne zulmeder ne de zulme boyun eğer.Dinine yapılan terbiyesizliğe sessiz kalanlar o dine zulmetmiş olur.Aktif müslüman olmanın en güzel örneği cesurca tepki göstermektir.
       Maalesef birçok münafık var içimizde.Toplumun tepkisini çekmemek için inandık derler.Ama iç dünyalarında Hz.Muhammd'i (sav) ;kabile şefi,felsefeci veya ticaret adamı olarak görüp,Kur'an 'ı da onun sözleri olarak kabul ederler.Ehh belirli bir yaştan sonra da dili tutma yetilerini kaybediyorlar maalesef.zihinlerindeli kirli dünya açığa çıkıyor.
       Allah herşeyi bilendir görendir.Sizin sakladıklarınızı da bilir açıkladıklarınızı da.
Not:ilgili videoyu morinek tuba can arkadaşımın blogunda bulabilirsiniz...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...